1400 SENE SONRA BİLİM ANLADI HADİSİ
Canibim.Com

1400 SENE SONRA BİLİM ANLADI HADİSİ - Canibim.Com

 

                                                                                                       VAHYİN DİLİNDEN



مَٓا اَصَابَ مِنْ مُصٖيبَةٍ فِي الْاَرْضِ وَلَا فٖٓي اَنْفُسِكُمْ اِلَّا فٖي كِتَابٍ مِنْ قَبْلِ اَنْ نَبْرَاَهَاؕ اِنَّ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَسٖيرٌۚ

لِكَيْلَا تَأْسَوْا عَلٰى مَا فَاتَكُمْ وَلَا تَفْرَحُوا بِمَٓا اٰتٰيكُمْؕ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍۙ

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Yeryüzünde vuku bulan veya başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı    olmasın. Kuşkusuz bu Allah’a göre kolaydır."

"Kaybettiklerinize üzülmeyesiniz ve O’nun size verdikleriyle şımarmayasınız diye (böyle yapmıştır). Allah kendini    beğenen, böbürlenen hiç kimseyi sevmez."

 (Hadîd Suresi - 22-23)           (Meâl Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı)

 

  

 TEFSİRİ: 

İlk iki âyette insanın hayata bakışını belirlemede çok önemli bir gerçeğe ve bunun hikmetine değinilmektedir: Olan ve olacak her şey Allah’ın ezelî ilminde kayıtlıdır; bunu böylece bilen ve kabul eden insan kaçırdığı fırsatlara hayıflanarak veya Allah’ın kendisine verdiği imkânların sarhoşluğuna kapılarak ömrünü tüketmez.



Çünkü bunların ikisi de olmuş bitmiştir. Bu bir musibetse kendisinin bundaki payını düşünüp sonuç çıkarmalı ve bu sonucun gelecekteki davranışlarına ışık tutmasını sağlamalı, şayet bu bir nimetse asıl kaynağının kendi bilgi, beceri ve çabası değil yüce Allah olduğunu dikkate alıp övünme ve böbürlenmesi için bir sebep bulunmadığı, bilâkis bu nimetin kendisine sorumluluk getirdiği bilinci içinde hareket etmelidir.



Buna karşılık insanın asıl yükümlülüğü kaçırılanlar ve elde edilenlerden sonrasında, yani “olacak”lar ve “olması gereken”ler sınırında başlamaktadır. İmtihan gereği olarak başa gelecekleri (musibet) önlemek insanın gücü dahilinde değildir; fakat insan bunları bilemeyeceği için, bu onun yükümlülüğünü etkilemez ve koyu kaderci bir anlayışı haklı kılmaz.



Çünkü onun yükümlülüğü, yapılması irade ve tercihine bırakılan davranışlarla ilgilidir, bir başka anlatımla onun görevi hür iradesiyle buyruk ve yasaklara uygun davranmaktır. Nitekim 23. âyetin sonunda ve 24. âyette, kendini beğenmiş, böbürlenen ve elindeki imkânları sırf kendisine ait gibi görüp cimrilik yapan, üstelik başkalarının da öyle davranmasını isteyen kimseler ağır bir dille eleştirilmiştir.


 

22. âyetin “biz onu yaratmadan” diye çevrilen kısmındaki “o” zamirinin “musibet, nefisler veya yeryüzü”nün yahut hepsinin yerini tuttuğu yorumları yapılmıştır (Şevkânî, V, 204).

ALLAH RASULÜNDEN (Sallellahu Aleyhi ve Sellem)



“Kendini hiç ölmeyecek zanneden kişinin çalışması gibi (dünya için) çalış, yarın öleceğini zanneden kişinin   korkması gibi (günahlardan) kork."

(Münavi, Feyzü’l-Kadir, II/12; Kenzü’l-Ummal, III/40, hn: 5379)


 

Peygamberimizin bir sünneti daha tıbben kanıtlandı: İşte öğle uykusunun faydaları

Uyku sağlık demektir. Eğer yeteri kadar uyumuyorsanız sürekli yorgun hisseder veya hasta olursunuz.

  • 1

 

ŞEKERLEME UYKUSU: Yapılan bilimsel çalışmalara göre gün içinde yapılan bir şekerleme, beynin genel fonksiyonlarını olumlu yönde etkiliyor. Araştırma sonucu elde edilen bulgulara göre gün içinde bir şekerleme, geçici hafızanın uzun süreli hafızaya çevrilerek bilginin pekişmesini sağlarken geçici hafızayı da boşaltıp beyni yeni bilgilere hazır hale getiriyor.

#2

 

1400 YIL ÖNCEKİ SÜNNETİN FAYDASI TIBBEN İSPATLANDI: Uzman Kardiyolog Doç. Dr. Muhammed Keskin, "Gündüz 30 dakikayı aşmayan kısa uykular hipertansiyondan koruyor" dedi. Keskin'in, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:


#3

HİPERTANSİYONDAN KORUYOR: "Öğle uykusu yapan tansiyon hastalarının kan basıncı daha dengeli oluyor ve daha düşük dozda tansiyon ilacı yeterli oluyor. Hem mental hem de kalp-damar sağlığı için öğle uykusunun önemi çok büyük.Öğle uykusu, Napping, Siesta veya Kaylule. 30 dk'dan kısa olunca sağlığımız için çok faydalı. Bilişsel, zihinsel fonksiyonlarımızı ve kan basıncımızı toparlar. 1 saatten uzunsa zararı çok. Uyku ve hormonal döngümüzü bozuyor. Azı karar, çoğu zarar!



PEYGAMBER EFENDİMİZ (asm) ÖĞLE NAMAZINI KILDIKTAN SONRA KAYLULE YAPARDIHz. Peygamber (asm) öğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, ‘kaylule’ yapardı. Nitekim, Hz. Peygamber'in kaylûleden, "güzel bir âdet" diye söz ettiği (Dey!emî,  IV, 266) zaman zaman süt teyzesi Ümmü Haram veya Enes'in annesi Ümmü Süleym gibi yakınlarının evinde kaylûle yaptığı rivayet edilir.


(İbn Hacer, Fethu’l-bari, XI, 72)Yine Resûl-i Ekrem, gecenin bir bölümünü ibadet için ayıranların gündüz kaylûle yaparak geceye zinde girmelerini tavsiye etmiştir. (İbn Mâce, Sıyâm, 22)

Tüm YAZILI SOHBETLER